Manisa Çarşısı ve Esnafı

Cemil ALTINBİLEK

Manisa’nın iktisâdî hayâtıyla yaşıt olduğundan şüphemiz Manisa Çarşısı, Manisa’nın sosyal ve kültürel hayâtı hakkında da kaynak olabilecek niteliktedir. Zîra, geçimini ziraat ve ticâret arasında idâme ettirmiş olan hemşerilerimiz, kendilerinin ve çocuklarının geleceğini genellikle baba–dede mîrâsı  olan çarşıdaki dükkanlarından temin etmişler, ovadaki bağ ve bahçelerini de ikinci bir iş ve hobi olarak sürdürmüşlerdir. Kültür ve sanat erbâbı Manisalılarımızdan, mûsıkî hocaları, çorapcı Ahmet Efendi, terzi Mehmet Ali Hoca’nın  çarşı esnafından oldukları mâlûmumuzdur. Yine dükkan komşumuz rahmetli Bıçakcı Osman Amca’nın, Bayram resmi geçitlerinde Belediye Bandosu içinde “boru” çalıyor olması, bizim alışık olduğumuz manzaralardandı…

Manisa çarşısındaki nesilden nesile devamlılık arz eden, bu ticârî hayat içinde, 40 yıl önceki çocukluğumun dede ve oğullarından bir çoğu ebedîyete intikal etmiş olup, hayatta olanlar ise  bugün dede olarak yine çarşımızın aynı dükkanlarındaki esnafıdır. Çarşıdaki bu devamlılık; Manisa’nın kendi kendine yeterek, dışarıya göç vermemesinden, sulh ve sükun içindeki sosyal hayâtına etkili olmuş ve  “orta direk” olarak adlandırılan, birbirine yakın ekonomik standarttaki toplumumuzun meydana çıkmasını sağlamıştır.

Ancak, Manisa Çarşısı’nın asırlardır süregelen istikrârı sona ermek üzeredir. Çarşının orta yerindeki “Taşçılar Mescidi”nin dört bir yanını çevreleyen esnaf, devamlı fakirleşmede ve çoğu gün siftah bile yapamamaktadır.

Tenekecisi, sobacısı, ısmarlama ayakkabıcısı, terzisi, çivici denilen nal-burundan, keresteci ve marangozuna kadar her türden, tâmirci, esnaf ve zanaatkar dükkânlarını bir bir kapatmakta ve yerlerine de, yenileri açılmamakta, her geçen gün kepenkleri kapalı dükkan sayısı çarşıda artmaktadır.

Bu gelişmenin sebebi tabiî ki, büyük sermâye gücünü arkasına almış “süper marketler” olarak adlandırılan, yabancı mağazalar ile ucuz ve seri üretim yapan ülkelerdir. Manisalı da global dünyâya entegre olarak yaşamayı öğrenecektir. Ama toplumumuza kimlik kazandıran değerlerimizi kolay hebâ etmemeliyiz.

Manisa Çarşısı, bozulmamış tek katlı dükkânların oluşturduğu mîmârî yapısı ile de sit alanı ve bir çok kente örnek olabilecek konumdadır. Bu sebeple bütün çarşının koruma altına alınarak, câzibesini artıracak tedbirler alınmalı-dır. Bugünlerde mahallî basında yer alan haberlerde ifâde edildiği gibi, zâten gelir seviyesi çarşının üstünde olan, sarraf ve kuyumcuların yer aldığı bir sokağın yeniden düzenlenmesi, bu anlamda Manisa’ya bir katkı sağlamaz. Hattâ asıl çarşıyı ve insanını bölerek, ikinci plana iter. Bu sebeple, sâdece belli bir sokağının yeniden yapılandırılması projesinin bütün çarşıya şâmil hâle getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Eski garajdan, beyaz fil binâsına, borsadan, manolya meydanına uzanan ve bilhassa “Çarşı mahallesi” olarak adı tescilli bölgeyi bir an evvel koruma ve kurtarma plan ve projelerini üretebilmeli esnaf ve zanaatkarlara daha tolerans ile bakabilmeliyiz.

Böylece eski ve târihî Manisa’yı da; Hâtuniye Külliyesi’nden, Sultan Külliyesi’ne, Murâdiye Külliyesi’nden, yeni Han’a, Hükümet Konağı’na kadar muhâfaza etmek kolaylaşacaktır. 

Manisa Sevdâsı'ndan