Zakkum Geçidi

Cemil ALTINBİLEK

Geçen  günlerde  bir  dostumuz  köşesinde  Manisa-İzmir 

oto yolunda yok olan zakkumlardan bahsetti. Epeyce bir zamandır ben de bu konuyu açmak istiyordum. Yazmaya vesîle oldu.

Otuz yıla yakın bir zamandır İstanbul’da yaşadığımdan ve de mesleğim îcâbı, İstanbul, Manisa, İzmir arasında gidip, gelirim. İstanbul’da da Manisa bahsi geçince laf döner dolaşır bana gelir.

Manisa ile fazlaca ilgili olduğumu görenler ister istemez Manisa ile ilgili bir gözlemlerini bana aktarmaya çalışırlar. Çoğunluk Bodrum, Marmaris gibi güneydeki tâtil yörelerine giderken Manisa’dan geçmişlerdir. Yine genellikle Manisa’nın şehirlerarası otoyolu üzerinde imaj uyandıracak bir tesis veya yapılar topluluğu olmadığından, şehir merkezi hakkında bir fikir edinemediklerini ifâde ederler. Ben de sözü alır, şehrin dağ eteklerinden başlayarak, kademe, kademe ovaya doğru yayıldığını, Selçukludan, Osmanlıya câmi, medrese, han, hamam târihî mekânların yerli yerinde, gayet de bakımlı bir halde bulunduğunu ve Manisa’nın târihî yerlerinin yanında, park ve bahçeleri ile yemyeşil ve tertemiz mâmur bir kent olduğunu anlatır dururum.

Benim bu ateşli tanıtımım karşısında, yolcuların Manisa’dan geçerken akıllarında kalan en güzel manzaranın İzmir’e doğru ilerlerken kilometrelerce devam eden “Zakkum çiçekleri” olduğunu ifâde etmelerine de alışmıştım.

Ancak bu yol üzerinde yapılan genişletme çalışmaları sırasında zakkumların da yok olduğunu, ne yazık ki, yerlerine yenilerinin de dikilmediğini görüyoruz.

Halbuki şehrimizin iklimine uyumlu ve budanan dalların daldırılması sûretiyle bile tutan yaz kış yeşil ve de yılın büyük bir kısmını pembe, kırmızı, beyaz renkli çiçekleri ile bezenmiş olarak geçiren bu bitki şehrimiz ile anılır olmuş ve oto–tâtil yolunu şenlendirmiştir. Hemen ilâve edeyim ki, Balıkesir çevre yoluna dikilmiş olan zakkumların kışın kurumuş olduğunu da gördüm. İstanbul, Silivri’deki yazlığıma diktiğim zakkumlar da her kış kurur, yazın bir kısmı cılız olarak yeşerir. Manisa’daki zakkumların yaz–kış yeşil ve çiçekli kalması iklim ve coğrafyamızın bir lutfudur.

Çocukluğumuzda İzmir, İstanbul oto yolu, Karaköy semtinden, eski garaja şehrin içinden geçerdi, şimdiki otoyol, yaklaşık otuz yıl önce şehir dışına taşındı ve tam çevresi îmar ve ihyâ olmuştu ki, şimdi yeni bir çevre yolu daha inşâ ediliyor. Bu yolun çevresini îmar etmek kolay değil, ama zakkumlarla şimdiden süslemek mümkün. Tabiî ki bu Manisa’nın simgesi ve nîrengi noktası hâline gelmeye başlayan Millî Egemenlik Anıtı’ndan, Süreyya piknik alanına, Çiçekli rampasından, Sabuncu beline kadar Manisa sınırının devam ettiği, çam ağaçları ile yükselen dağ eteklerinin kenarlarında eskisi gibi arzı endam edebilmelidir. 

Manisamızın vitrini olan ve günde elli, altmış bin aracın geçtiği belirlenen İstanbul, İzmir, Bodrum şehirlerarası oto yoluna yapılacak yatırım hebâ olmaz. Çünkü şehirlere yollar can verir ve ekonomik hareketlilik getirir. Manisa’nın bu oto yola tabelalarla yapacağı reklâm çalışmaları dahi, basın-medya tanıtımında etkili olacaktır. 

Zakkumlar ise, yakaladığımız yeşil ve çiçeklerle bezenmiş şehir imajımızı devam ettirecektir.

Resmî veya sivil her örgüt veyâhut eline Zakkum dalını alan her Manisalı yol kenarına daldırabilir. Bunun için henüz vakit geçmiş değil, bereketli nisan yağmurları toprağı suladıkça, zakkumlar dikilebilir, budanan zakkumlar da eskisinden daha gür çıkar. 

Daha önce başarılmış, böyle bir kampanya Manisa’da dâim olmalıdır.

Manisa Sevdâsı'ndan